Türkiye'de finansal konjonktür. - KONSOLİDE DENEMELER

Türkiye'de finansal konjonktür.



Merhaba,

Türkiye ekonomisinin finansal konjonktürü konusu oldukça geniş bir içeriğe sahip.Ben bu içeriklerin vurgulayıcı olanlarını konsolide ederek neden-sonuç ve çözümlerin neler olabileceğini bu yazımda belirtmeye çalışacağım.

FİNANSAL KONJONKTÜR

Bu konunun  içeriği bankalar,piyasalar,ülkenin borçlanma miktarı, faiz oranları ve bu borçlanmanın yarattığı fırsat maliyetinin neden olduğu siyasi tavizlerdir. Cari açık, ülke yönetimindeki verimsizlik gibi unsurlar açık ve gizli fon kayıplarına yol açmaktadır.Cari açık konusu bu bölümün asli konusudur. Dış ticaret sistemi cari açığı devamlı olarak beslemektedir.Şöyle ki.İthalat birim maliyeti yaklaşık 3 usd . İhracat birim şatışı ise 1.5 usd dolaylarında. Bu durumun düzeltilmesi  kısa vadede zor görünmektedir.Ayrıca ihracatımızın ithalata dayalı olması konuyu daha da  derinleştirmektedir.Daha da kötüsü ihrac mallarımızın çoğunluğu katma değeri yüksek mallardan oluşmamaktadır.Yani ithalatçı ülke rahatlıkla bu malları başka ülkelerden temin edebilir. Bu konuda AB ( Avrupa Birliği ) ye  yapılan ihracat kalemlerinden bazılarında AB  Türkiye de yeterli fon biriktiğine kanaat getirdiğinde o malı başka bir ülke ile anlaşıp o ülkeden getirebilmektedir.Bu konuda tam üye olunmaması dolayısıyla Türkiye nin elinden hiçbir şey gelmemektedir.Kısaca ihracatımız standart bir endekse sahip değildir.AB gümrük birliği anlaşması bu gibi sorunlar yüzünden kısır bir döngü halini almıştır.
Dış ticarette ki bu yapısal çarpıklık Osmanlı 'dan beri değişmemiştir.Cumhuriyetin ilk yıllarında biraz seviye kazansak da diğer yıllara bu avantajımızı kaybettik.Nufusumuz azdı.Sanayi atılımları standartlaşmaya başlamıştı.Avrupa savaştan çıkmıştı.Bu yapısal sorunun asıl tehlikesi ülkede reel sermaye birikimi önlemesidir.Bu oldukça ayrıntılı ve uzun bir konudur.Açılımını ve nasıl çözülmesi gerektiğini  ileriki yazılarımda belirteceğim.

ÜSTELİK ŞU AN TRANSATLANTİK ANLAŞMASI  ( ABD VE AB ARASINDA ) GÜNDEMDEDİR.TÜRKİYE'NİN BU OLUŞUMUN İÇİNE ALINMASI ŞU AN BAHİS KONUSU DEĞİLDİR.ÇÜNKÜ.TÜRKİYE AB LİĞİNİN DEMİRBAŞIDIR.DEVLET ÇOK KÖTÜ YÖNETİLMEKTEDİR.BÖYLESİNE BÜYÜK BİR OLUŞUMUN İÇİNE ALINABİLECEK İTİBARI OLAN BİR DEVLET DEĞİLDİR.SOVYET TEHDİDİ DE YOKTUR.O HALDE DERLİ-TOPLU İSTEDİĞİ POZİSYONU ALAN BİR TÜRKİYE YEDE İHTİYAÇ YOKTUR.

Ekonominin açık pozisyonunu kapatmak için doğal olarak dış borç almaktayız.Bilinen özel ve kamu dış borcunun 400 milyar usd  olduğu yazılıp çizilmekte.Bu hükümetin finansal endekslerine inanmak mümkün değildir.Bu borcun 500 milyar usd ın üstünde olduğunu sanıyorum.Bu borcun yarattığı fırsat maliyetini kimse görmemektedir.Bu borcu ödemek için yaklaşık 300 milyar usd lık yatırıma ihtiyaç vardır.Yani 800 milyar usd gibi risk bahis konusu.Dış borç faiz oranları ortalama % 6 civarlarında.Bu oran finans kapitalin orta çapdaki ülkelere uyguladığı bir orandır.Yani yüksektir.Özel sektörün aldığı sendikasyon kredilerindeki oranlar vade-meblağ ve teminata göre değişebilmelidir.KAMU VE ÖZEL SEKTÖR AYRIMINA KARŞIYIM.ÇÜNKÜ.TÜM FİNANSAL HAREKETLER BİRBİRİNE BAĞLIDIR.Bu ayrım sadece bilgidir.

BORCUMUZ KARTOPU GİBİ BÜYÜMEKTEDİR.EKONOMİMİZİN YAPISAL SORUNLARI BORCU BESLEMEKTEDİR.ÖZELLEŞTİRMELERDE BU BORCUN KAPANMASINA YETMEMİŞTİR.YETMESİ DE MÜMKÜN DEĞİLDİR.BU YAPISAL SORUN TÜRKİYE DE ZENGİN VEYA FAKİR HERKESİ FİNANSAL KÖLE YAPMIŞTIR.BU SORUN MUHAKKAK ÇÖZÜLMELİDİR.GELECEK NESİLLERİN ZAMANINI ÇALMAYA HAKKIMIZ YOKTUR DİYE DÜŞÜNÜYORUM.

Gelelim bankalara.Öncelik Merkez Bankasının tabiki.Merkez bankalarının asli görevi reel piyasada likiditasyonu sağlamaktır.Yasalar ve net kurallarla belirlenmiş bir bağımsızlığı olmalıdır.Merkez Bankası nın piyasa likiditasyonu için kullandığı araç reeskont kredileridir.Pratikte bu çoğunlukla eximbank eliyle ihracatın finansmanı adıyla uygulanmaktadır.Tabiki bu reeskont teşviği katma değeri yüksek bir mala endeksli değilse reel sermaye birikimine hiçbir katkı sağlamamaktadır.ŞU AN MERKEZ BANKAMIZ GENEL LİKİDİTASYONU İYİ GÖTÜRMEKTEDİR.FAKAT GÜCÜ BELLİDİR VE GLOBAL KRİZLERDE ETKİNLİK GÖSTEREMEZ.

Özel sektörün  bankalarında dahil  borçlanma oranı çok yüksektir.Eğer ülkede reel sermaye birikimi olsa bu borçlanma etkili olmayabilirdi.Aldıkları borç yaklaşık 270 milyar usd civarlarında.Bu borcun kısa vadeli bölümü 110 milyar usd.Son derece tehlikeli bir tablo bu.Global bir krizde merkez bankasının piyasada likiditasyon sağlaması bu durumda imkansız görünmektedir.Artık global krizleri finansa edebilecek bir türk halkı yok.ÇÜNKÜ.AKP HALKIN FİNANSAL DİRENCİNİ EKONOMİDEKİ AYMAZLIKLARI YÜZÜNDEN KIRMIŞTIR.TABİKİ BUNU BİLİNÇLİ YAPMIŞTIR.BAŞKA ÇIKIŞ YOLU DA YOKTUR ZATEN.

Özel sektör bankaları çoğunlukla cari açığın finansmanı için piyasaya sürülen finansal araçlardan beslenmektedir.Çok da doğaldır bu.Çünkü.Bu ülkede ihtiyaç yaratan-katma değeri yüksek üretim yapan yatırım sayısı yok denecek kadar azdır.Kötü olan bu sistemin yarattığı fiktif ( sahte-şişmiş ) likiditenin patlamasının yakın olduğudur.Sistem borcu beslemektedir.ABD  bile yaşadığı LEHMAN BROTHERS krizinden sonra türev piyasaları tekrar yapılandırmıştır.Artık bir vadeli kontratın fiyatlandırması denetim altındadır.

Bu tablo Türkiye nin hem iç hem de dış siyasette oyun kurucu olmasını engellemektedir.Ekonomik milli bir yapılanmaya ihtiyac var.Tabiki dışa açık fakat iyi hesaplanmış hamleler yaptıran bir yapılanma.Bu yapılandırmayı gerçekleştirmezsek ülkenin sacayaklarının kırılacağı gün gibi ortadadır.AKP nin ekonomik vizyonunun yetersizliği sorunu daha da derinleştirmiştir. CARİ AÇIK VEREN ( ÜSTELİK YAPISAL ) BİR ÜLKENİN BÜYÜMESİ BAHİS KONUSU DEĞİLDİR.BÜYÜMEKTEN ZİYADE EKONOMİNİN SAĞLIKLI OLUP OLMAMASIDIR ÖNEMLİ OLAN.GEÇİCİ ÇÖZÜMLER SADECE ZAMAN KAYBETTİRİR.REEL SERMAYE BİRİKİMİNİ YARATMAK  KAÇINILMAZDIR.REEL SERMAYE BİRİKİMİ SAĞLAMAK AKABİNDE BÜYÜMEYİ DE GETİRECEKTİR ZATEN.

BEŞ CENTE İHTİYACIMIZ YOK ARTIK.MİLYAR USD YE MUHTACIZ.BU DÜNYA DA EKONOMİNİZİN SAĞLIĞI  KADAR İTİBARINIZ OLUR.




Konjonktür


Egemenliğe sahip olmanız yetmez. Her türlü yetki ve güce sahip olmanız da yetmez. Geleceği sırtlayacak, belirleyecek uzun vadeli gerçekçi ve akılcı oyunlar kurmuyorsanız,kuramıyorsanız. Kurmak zorundasınız. Değişimi yaratan ve yöneten olmalısınız. Birincil kültür olmanın ve varlığınızın devamının kuralları bunlardır. Yoksa. Baştan kaybettiniz demektir. Tabiki bunlar sermayenin ideolojisine ve sermayenin kimlerde olduğuna bağlıdır. Bu toprakların son üçyüz yıllık tüm sorunlarının ve başına gelenlerin nedeni budur. Unutulmaması gereken işe şudur. KISACA SERMAYE ÖNEMLİDİR. DAHADA ÖNEMLİSİ KİMLERDE OLDUĞUDUR.

Faik ÇALTILI. Finans ve yönetim danışmanı.

  • 5Blogger Yorum.
  • Facebook Yorum.
  • Disqus Yorum.


5

  1. TC Nurhan Beşok4 Ocak 2015 00:22

    Kötü.Durumlar iç acıcı değil.

    YanıtlaSil
  2. Özel sektör bankaları çoğunlukla cari açığın finansmanı için piyasaya sürülen finansal araçlardan beslenmektedir.Çok da doğaldır bu.Çünkü.Bu ülkede ihtiyaç yaratan-katma değeri yüksek üretim yapan yatırım sayısı yok denecek kadar azdır.Kötü olan bu sistemin yarattığı fiktif ( sahte-şişmiş ) likiditenin patlamasının yakın olduğudur.Sistem borcu beslemektedir.ABD bile yaşadığı LEHMAN BROTHERS krizinden sonra türev piyasaları tekrar yapılandırmıştır.Artık bir vadeli kontratın fiyatlandırması denet

    YanıtlaSil
  3. Evet.İşin kırılma noktası bu.

    YanıtlaSil
  4. TC Filiz Sülün5 Ocak 2015 13:35

    Yerinde güzel tespitler .Umarım bu kötü durumları atlatabiliriz.

    YanıtlaSil
  5. Sedat Sağlık11 Mart 2015 14:52

    Ne yazıkk ki gerçekler bunlar.

    YanıtlaSil

comments powered by Disqus
Copyright © KONSOLİDE DENEMELER. Designed by OddThemes