Sabır.
Merhaba,
Ortaokul yıllarımda kompozisyon dersleri vardı. Sanırım ortaokul üçteydim. Öğretmen herkesin bir kompozisyon yazmasını istemişti. Yazdığım kompozisyonu okuma sıram geldiğinde okumuştum. Fakat öğretmen kompozisyonu benim yazdığıma inanmamıştı. Çok üzülmüştüm. Asıl kötü olan ergenlik yaşımda kendime olan özgüvenimin tam oluşmamışken tamamen bitmesiydi. Uzun yıllar derslerde konuları bilmeme rağmen elimi kaldıramadım. Bu kısır döngüyü kırmak zor oldu ve kariyerimin gelişmesini çok engelledi. Hayatın acımasızlığı bu kısır döngüyü kırmama neden oldu. Mecbursunuz. Çünkü. Eziliyorsunuz.
Neyse. Yıllar geçti. Şimdi liseye yeni başlayan kızım bir sabır üzerine bir öykü yazmış. Ben öyküye bayıldım. Umarım sizlerde beğenirsiniz.
SABIR.
Yaz bitmişti. Güneşli ve ılık havanın yerini artık sert rüzgarlar alacak,güneş bulutlarla kaplanacak ve yağmur o kuru toprağı ıslatıp bir çamur haline dönüştürecekti.
Liman kıyısında yaşayan ve balıkçılık ile kıt kanaat geçinen bir aile için zor şartlar baş gösterecek, ardından gelen kış ile daha zor şartlar ortaya çıkacaktı. Baba yine sabahın köründe kalkacak ve beraber çalıştığı kişiler ile limandaki eski bir tekneye binip akşama kadar gelmeyecekti. Anne ise çocuklarını yağmur çamur demeden dağın arkasındaki tepelerden birine kurulmuş olan bir okula götürecek ve eve gelip buz deposundaki kalan balıkları toparlayıp pazara gidecekti. Akşama doğru ise sattığı balıkların parasıyla çocuklarını almaya gidecekti. Çocukları ve kendisi eve geldikten sonra apar topar akşam yemeği hazırlamak için mutfağa geçecekti. Güneş'in ışığı onların bulunduğu bölgeyi terk edip yerini aya ve onun yanındaki binlerce yıldıza bıraktığında kocası gelecek ve hep beraber yiyeceklerdi. Bazen yemeklerini misafirler ile paylaşacaklardı. Bu rütin günler haftalara,haftalar aylara dönüşecekti.
Günler çoktan bu aile için böyle geçmeye başlamıştı bile.Günler haftalara, haftalar aylara dönüşmüştü.baba eve gelmişti,masada küçükte olsa bir sofra:
-Eee bu gün nasıl geçti?. Birkaç kasa doldurabildiniz mi bari?.
-Keşke doldurabilseydik o birkaç kasayı,bir kasa bile zor doldu bir kasa bile zor doldu.
-Bugün berbat geçti.
-Olsun.Yarın eminim ki daha iyi olur.Sabret.
Yarın ise aynı şey.
-Bu gün nasıl geçti?.
-Yine aynı,yine çok az balık.
-Olsun yarın daha iyi olur. Sabret.
Sonraki günler farklı olmadı. Son söz hep sabret sabret ve ardından biraz daha sabret. Öyle bir lüksleri yoktu. İsyan etmeye şikayetçi olmaya sırtlarındaki yükleri kışın acımasız ve sert rüzgarları bile yıkamıyordu. Maddi imkanları karşısında maddi ihtiyaçları kışın daha sert geçmesine neden oluyordu.
Kışı zar zor atlattılar. Zaten başka seçenekleri de yoktu. Yine bir akşam yemeği,kapı çaldı. Gelen kasabanın muhtarıydı.
Sizden bir iş için yardım istemeye geldim.Siz bu kasabanın uzun yıllardır balıkçılarısınız. Şu batıdaki denize yeni liman daha kuracağız oradaki balıkları başka kasaba ve illere götüreceğiz. Ancak tekne ile denize açılacak birisini bulamadık siz ve sizin iş arkadaşlarınız bu görevi üstlenebilir diye düşündüm.
-Olur,bunu arkadaşlarıma söyleyeceğim, eminim onlarda katılacaklardır.
-Buna sevindim.Liman kurulunca haber vereceğim. İyi akşamlar.
Adamın gidişinin ardından eve bir sessizlik çöktü, bu herkesin içindeki umuttu.
Liman kurulmuştu. Baba ilk kez limana gidecekti ama bir endişe içindeydi...
-Ya bu limanda da aynı şey olursa,ya yine az balık gelirse, ne yapacağız,nereye gideceğiz?.
-Aaa ne yapacaksın canım öyle çekip gitmek yok. Hadi Allah kolaylık versin.
Akşam olmuştu. Baba eve gelmişti. Evdekiler bir baktılar kasa üstüne kasa balık.
Her geçen gün böyle devam etmiş.kasa üstüne kasa eklenmiş .ve her gelen kasanın ardından şükür duaları okunmuştu.
-Bak gördün mü?. Sana boşuna sabret demedim. Şu gelen bereketi gördün mü.
Ardından bir kasa ,bir kasa ve bir kasa daha...
Elif ÇALTILI.
16.11.2019
Egemenliğe sahip olmanız yetmez. Her türlü yetki ve güce sahip olmanız da yetmez. Geleceği sırtlayacak, belirleyecek uzun vadeli gerçekçi ve akılcı oyunlar kurmuyorsanız,kuramıyorsanız. Kurmak zorundasınız. Değişimi yaratan ve yöneten olmalısınız. Birincil kültür olmanın ve varlığınızın devamının kuralları bunlardır. Yoksa. Baştan kaybettiniz demektir. Tabiki bunlar sermayenin ideolojisine ve sermayenin kimlerde olduğuna bağlıdır. Bu toprakların son üçyüz yıllık tüm sorunlarının ve başına gelenlerin nedeni budur. Unutulmaması gereken işe şudur. KISACA SERMAYE ÖNEMLİDİR. DAHADA ÖNEMLİSİ KİMLERDE OLDUĞUDUR.
Faik ÇALTILI. Finans ve yönetim danışmanı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Mükemmel bir yazı
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Sil