Off Shore bankalar hakkında. - KONSOLİDE DENEMELER

Off Shore bankalar hakkında.



Merhaba,

Off-shore bankalar konusu ile ilgili bir yazı yazmayı çoktandır düşünüyordum. Çünkü özel sektör ün borçlanma oranı oldukça yükseldi. Üstelik kısa vadeli borç yükü de tadını kaçırmış durumda. Bence tam sırası bu konu hakkında yazmanın. Öncelikle tanımı ve işleyişi konusunda kısa açıklamalarda bulunacağım. Arkasından bu konunun özüne gireceğim.

II Dünya Savaşı sonrası  Dünya finansal hareketlerinin ülke sınırlarının dışına taştığı, yeni finansal yöntem ve araçların kullanılmaya başlandığı bir dönem.II Dünya savaşı sonrası ülkeler ekonomilerini tekrar düzene sokma-yapılandırma faaliyetlerini hızlandırdılar.

Bu durum akabinde vergi yükü gibi exstra yükümlülükleri ortaya çıkardı. Kapitalizmin-ülkelerin  yaşaması için şarttı tabiki bu. Fakat savaş sonrası teknolojik-siyasi-ekonomik gelişmelerin getirdiği hareketlilik dolayısıyla bu sıkı politikalarının uygulanmasını da zorlaştırmıştı. Sermaye nin artık bir köşede oturması da mümkün görünmüyordu. Aynı zamanda sermayenin ülke içerisinde artı değer yaratma olanakları da kısıtlıydı. Bu dar alanı genişletmek hareket serbestliğini kurumlaştırabilmek için off-shore ( kıyı bankacılığı ) bankalar kuruldu. Kıyı bankacılığı denmesinin nedeni. Ekonomik gücü veya alanı olmayan, dolayısıyla yatırım çekmek için vergi veya başka konularda avantaj sağlayan ( ki çoğunlukla bunlar ada devletleridir ) ülkelerde kurulmuş olmalarıdır. Buradaki görünen-yasal amaç ise. Ülke dışından sağlanan fonların yine ülke dışında kullandırılmasıdır.  ( Bulunulan ülke bazında ve o ülke para birimi dışında ).Genelde serbest bölgeler de görülseler de bu bölgeler dışında da faaliyet gösterebilirler. Yeter ki yasal hareketlilik alanı olsun. Çoğunlukla serbest bölgelerde bulunmalarının nedeni.İlgili bölgelerde kurumsallaşmış bir yasal hayatın olmamasıdır. Doğaldır tabiki bu. Serbest bölge bankacılığı daha farklı bir konudur.

II Dünya Savaşı ve günümüze kadar olan dönemde dış ticaretin gelişmesi,döviz ticareti,bankacılık-yatırım-kredi faaliyetleri ve tüm bu faaliyetlerden ülkelerin de artı değer sağlaması off-shore bankaların finansman dünyasına iyice yerleşmesine yol açmıştır. Bu tür bankaların gelişmesinde Amerika nın payı oldukça yüksektir. Bu aynı zamanda globalleşen şirketlerin de  ( çok uluslu ) tarihidir. Amerika nın payı ise Marshall planı-Amerika nın dış ticaret açıkları ve yasal düzenlemelerdir ( sınırlı faiz oranı-mevduat için yasal karşılık bulundurulması-faiz dengeleme gibi ). Bu ayrıntılara girmekle kafamızı karıştırmayalım.

Ama.Asıl ana faktör dış ticaretin gelişmesi,döviz hareketlerinin oldukça artmasıdır. Ülke bankalarının diğer ülke bankaları ile aralarındaki ticari vesair ilişkilerini gerçekleştirdikleri piyasanın ( euro-euro/dolar ) şimendifer idir off-shore bankalar. Bugün bu tür bankalardaki işlem hacmi inanılmaz derecede yüksektir. VE. BU DÜNYA TEK BİR DEVLET HALİNE GELİNCEYE KADAR - ÖZEL MÜLKİYET YAŞAYINCAYA KADAR SÜRECEKTİR. ŞEKLİ DEĞİŞSE DE ÖZÜ-İŞLEVİ AYNI KALACAKTIR. Bu arada 1973 petrol krizi euro/dolar pazarına etkisini belirtmek gerekir. OFF-SHORE BANKALARIN TEK SORUMLULUĞU BULUNDUKLARI ÜLKEYE HESAPLARININ İÇERİĞİNİ İSTENDİĞİ ZAMAN VERMEK MECBURİYETİDİR.

Avantajları ise.Faiz oranı uygulama serbestliği,gelir-kurumlar vergisinin olmaması veya düşük olması ( bulundukları ülkeye göre ) , likidite bulundurma zorunluluğunun olmaması, pörtföydeki değerlere karşılık munzam karşılık ayırma zorunluluğunun olmamasıdır. Bulunulan ülkeye komisyon veya kira ödenmesi bahis konusudur sadece.

Toparlayacak olursak,Off-shore bankalar.Bankacılık faaliyetlerinden fon toplamak,döviz işlemleri,dış satım-alım işlemleri (forfaiting-factoring),leasing,sendikasyon kredisi faaliyetleri,menkul kıymet pörtföylerinin yönetilmesi,arbitraj, kıymetli maden işlemleri,yatırım fonları biriktirilmesi-oluşturulması,özel kişilere ( varlıklı )  kişilere danışmanlık yapmak gibi işlevlerde bulunurlar.

İşte konunun kırılma noktası burada başlamaktadır. Toplanan bu değerler nerede-nasıl artı değere dönüşecektir. Öncelikle bu tür bankaları  toplayıcı/dağıtıcı ( fonksiyonel )  ve yönetici ( kayıt merkezi ) olarak ayırabiliriz. Yönetici off-shore lerde  toplayıcı ve dağıtııcı off-shorelerin fiili işlemleri kayıt altına alınır. İşlemler başka yerlerde yapılır. Fakat bu merkezde yapılmış gibi gösterilir. Kısaca yapılan işlemlerin  ( muhasebesi gibi ) kayıtlarının olduğu off-shore lerdir bunlar. İşte vergi avantajları kıstası burada işe yaramaktadır. Fonksiyonel off-shore ler ise topladıkları fonları fon açığı olan finans merkezlerine-bölgelerine-piyasalarına ( genel olarak ) faiz vesair entrümanlar karşılığı aktarırlar. Satış yaparlar yani. Dolayısıyla fon aktarılan piyasanın sağlıklı olup olmaması, aldığı fonu geri döndürüp-döndürememesi işin özü-felsefesidir. Tabiki bu yapılan işlemlerin vade-güven( trust ) gibi ayrıntıları var.Kısa ve uzun vadeli satışlar bahis konusudur. Trust işlemi ise özel ( zengin ) kişilerin kaynaklarının korunması-değerlendirilmesi gibi işlemlerin yapılmasıdır. Daha dip ayrıntılar var tabiki. Malum bloğumun ismi KONSOLİDE DENEMELER. Gol yemenizi önleyecek kadar bilgi var bence bu yazıda. Yanlız trust işlemlerinde vade bahis konusu değildir. Trust kontratları genellikle iki taraf kabul etmeden bozulmaz. Veya taraflardan biri vefat ederse kontrat bozulabilir. Bu trust işlemi çıktığından beri ülkelerin soyulması da çoğalmıştır. Soyarsınız ve soyduğunuz değerleri kimse bulamaz. Tranfer edilmiştir o para artık. Alanın da sesi çıkmaz. Çünkü almıştır vermek istemez daha doğrusu veremez.

Gelelim Ülkemize. Bunca yıldır konuşulup durulmasına rağmen.Bu tür bankacılık Biz de gelişmiş değildir. Gelişmiş olması çok da iyi olur du tabiki. Şartlarımız buna müsait değil gibi. Öncelikle yüksek bir ödemeler dengesi açığı var. Katma değeri yüksek faaliyetlerden oluşan bir sermaye birikimi olmadığı için vergi gelirlerinde bir azalmaya dayanabilecek bir ülke değil Türkiye. Zaten Gümrük birliği dolayısıyla dış ticaret vergi gelirleri standart bir düzeyde.Dolayısıyla geriye dönük işlemlerin yapılmayacağı veya bu konuda hakların korunması güvencesini verebilecek bir ülke değil Türkiye. Zor yani. Biz de serbest bölgeler kanunu var sadece. Ülkemizin toplayıcı/dağıtıcı off-shore bankaların merkezi olması çok güzel olurdu. Vergi oranları komik olsa da işlem hacimleri çok yüksek olduğu için ciddi anlamda bir gelir doğardı diye düşünüyorum. Yıllardır İstanbul finans merkezi olacak deniyor ama hiç sanmıyorum. Kayıt işlemlerinin yapıldığı off-shore ler olsa da olur şimdilik. Gelir gelirdir Ben ce. Kısaca bu iş için büyük ve sağlıklı bir ekonominiz olacak ya da küçük bir ekonominiz. EN ÖNEMLİSİ SİYASİ İRADENİZ OLACAK. Ama Türk Bankalarının başka ülkelerde kıyı bankaları veya şubeleri vardır. ŞİMDİ DÜŞÜNÜN BAKALIM.

Yormayın kafanızı fazla. Biz deki serbest bölgelerde kıyı bankaları vardır. Bu bankaların çoğunun menşei Biz im Bankalarımızdır. Yurt dışında açtıkları Off-Shore bankaların şubeleridir bunların çoğu. Dolayısıyla Türkiye deki kişi ya da kurumlardan mevduat toplayıp yine Türkiye de satış yapabilmektedirler. Peki bunu nasıl yapabilmektedirler. Yapamamaları gerekir oysa. Malum bu işte bir ülke de topladığınız fonları aynı ülkede satamazsınız. Şöyle ki. Ülke içinde toplanan fonları yurt dışındaki off-shore bankasına ( kendi Off-Shore ) aktarır. Bu Off-Shore banka arasında muhabirlik sözleşmesi-kontratı  yapılır.Tabiki  o Off-Shore bankanın bir hesabı da malum bankanın kayıtlarında olduğu için doğal olarak Türkiye de toplanan paralar-değerler yine Türkiye de değerlendirilebilmektedir. Ciddi kazançlar bahis konusudur burada .CİDDİ BİR VERGİ KAYBI DA. Mevduat sahibi ise elindeki off-shore hesap cüzdanını alarak kazançlarının hesap cüzdanına işlenmesini bekler. Bütün bunlar normaldir tabiki. Sistem budur.Bizde eksik olan SİYASİ İRADE DİR. SİYASETİ BELİRLEYEN EKONOMİSİ GÜÇLÜ SINIFLAR OLDUĞUNA GÖRE ÇOK BEKLEYECEKMİŞİZ GİBİ GÖRÜNÜYOR.


Dünya da 5000 e yakın Off-Shore banka var. % 45 i Latin Amerika bölgesinde,% 10 u Afrika bölgesinde,% 20 si Asya ve geri kalanı ise Avrupa bölgesinde bulunuyor. Zannederim ki 6 ve 10 trilyon usd arasında bir fonun kullanılması-değerlendirilmesi  bahis konusu.Off-Shore lerde para aklanması gibi konular olsa da Bankaların bu tür riskleri alacağını sanmıyorum. Alan küçük bankalar vardır belki. Kara para doğal olarak mafia yı çağrıştırıyor. Bu da doğal Ben ce.

Zaten kapitalizm resmi mafia. Mafia ise gayri resmi kapitalizmdir. Bunları doğal karşılıyorum. Elbette önermiyorumBU BÖYLE.

İşin özü off-shore bankalar geri kalmış, kurumlaşmamış ülkelerde ara sıra biriken sermayenin yine güçlü ülkelere transferini gerçekleştiren kurumlardır.

Bu konuda da söyleyecek çok şey var.Ama. Ceremeyi ( bedelini ) ödeyecek para yok


Kıyı bankacılığı




Egemenliğe sahip olmanız yetmez. Her türlü yetki ve güce sahip olmanız da yetmez. Geleceği sırtlayacak, belirleyecek uzun vadeli gerçekçi ve akılcı oyunlar kurmuyorsanız,kuramıyorsanız. Kurmak zorundasınız. Değişimi yaratan ve yöneten olmalısınız. Birincil kültür olmanın ve varlığınızın devamının kuralları bunlardır. Yoksa. Baştan kaybettiniz demektir. Tabiki bunlar sermayenin ideolojisine ve sermayenin kimlerde olduğuna bağlıdır. Bu toprakların son üçyüz yıllık tüm sorunlarının ve başına gelenlerin nedeni budur. Unutulmaması gereken işe şudur. KISACA SERMAYE ÖNEMLİDİR. DAHADA ÖNEMLİSİ KİMLERDE OLDUĞUDUR.

Faik ÇALTILI. Finans ve yönetim danışmanı.

  • 1Blogger Yorum.
  • Facebook Yorum.
  • Disqus Yorum.


1 Yorum.

  1. Mükemmel bir yazı.Ayrıntılı ve açıklayıcı.Öğrenmiş oldum.

    YanıtlaSil

comments powered by Disqus
Copyright © KONSOLİDE DENEMELER. Designed by OddThemes